Mesele Kaz Dağları Değil, Sen Hala Anlamadın Mı?
Kaz Dağları’nın 40 kilometre uzağında yapılan altın arama faaliyetleri ile ilgili “Kaz Dağları vatan toprağıdır” diye yaygara koparan isimlerin “emlak tüccarı” olduğu ortaya çıktı. CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, Kaz Dağları’nda 128 dönüm arazi, 24 daire, 6 kerpiç ile 2 köy evi satın aldı. Tarkan ise 9 yıl önce aynı bölgede kendisine villa alırken, oyuncu Eylül Su Sapan ve Müge Boz da timsah gözyaşı döktüğü bölgeden yıllar önce ev satın aldılar.
Kaz Dağları’nın 40 kilometre uzağında yapılan altın arama faaliyetleri ile ilgili “Kaz Dağları vatan toprağıdır” diye yaygara koparan isimlerin “emlak tüccarı” olduğu ortaya çıktı. CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun başını çektiği sanatçı tayfasının Türkiye’nin oksijen deposu olarak kabul edilen Kaz Dağları’nı rant toprağına çevirdiği, orman talanı yaparak bölgenin güzide yerlerine deniz manzaralı villa diktikleri belirlendi.
Kaz Dağları İmamoğlu’ndan sorulur
Kaz Dağları’nda doğa katliamı yapıldığını iddia eden CHP’li Ekrem İmamoğlu, termal turizm açısından Türkiye’nin en gözde yerlerini adeta parselledi. Mütevazılık edebiyatı yapan ancak 250 bin liralık saat takan İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde, babası Hasan İmamoğlu’nun Kaz Dağları civarında 150 milyon lira değerinde gayrimenkul alırken, İmamoğlu tüm bu gerçekler karşısında suskun kalmayı tercih etti. Beylikdüzü’nde yeşil alanları imara açarak ilçeyi beton yığını haline getiren ve namı ‘Beton Ekrem’e çıkan İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, Kaz Dağları’nda 60’ın üzerinde 128 dönüm arazi, 24 daire, 6 kerpiç ile 2 köy evi satın aldı.
Tarkan villasını çoktan almış bile
Sosyal medya hesabından Kaz Dağları’nın bir fotoğrafını paylaşan Tarkan, “Bu ne bitmek bilmeyen bir para ve güç hırsıdır. İnsan ülkesinin doğasını, tarihini, kültürünü rant uğruna bir kalemde nasıl satabilir böyle? Dünyanın neredeyse her yerinde durum aynı. Halkın oylarıyla bulundukları noktaya gelen yetkililer kendilerini o ülkenin sahibi sanıp istediklerini yapma hakkını kendilerinde nasıl buluyorlar?” dedi. Durumun ironik tarafı tam da bu noktada kendini sergiledi. Şarkıcı Tarkan, 2010 yılında Kaz Dağları’ndan kendine villa satın aldı. Hatta o dönem yer alan haberlerde Tarkan’ın bu yatırımı, “Doğaya ve hayvanlara düşkünlüğü ile tanınan dünyaca ünlü şarkıcı, yeni evi için 400 bin Euro ödedi. Yemyeşil ormanlarla çevrili, aynı zamanda deniz manzaralı villayı görür görmez almaya karar veren Tarkan, müzik çalışmalarından arta kalan zamanı burada değerlendirecek” ifadeleriyle haberleştirildi. “Kaz Dağları yok olmasın” diyen oyuncu Eylül Su Sapan ve Müge Boz’da timsah gözyaşı döktüğü bölgeden ev satın aldı.
Acarkent ve Beykoz’da ortadan kayboldular
Kaz Dağları çevresinde yapılan maden arama faaliyetlerine tepki gösteren sözde çevreciler, Beykoz, Kadıköy, Sarıyer ve Maltepe’de gerçekleşen orman katliamlarına ‘suskun’ kalmışlardı. Acarkent ve Beykoz Konakları’nın bulunduğu Acarlar Mahallesi, orman talanı yapılarak kuruldu. Beykoz’daki Serdaroğlu Özel Ormanı üzerinde kurulan Acarkent’te bin 822 adet villa bulunuyor. 1985 yılında düzenlenen Orman Kanunu’nda özel ormanlara verilen yüzde 6’lık yapı iznine dayanarak 1987’de inşaata başlayan müteahhit İsmet Acar, 2006’ya kadar yapılaşma oranını yüzde 96’ya kadar çıkardı.
Ak Parti: ÇED’e aykırı hareket edilmez
Konuyla ilgili tartışmalara AK Parti cephesinden de cevap gecikmedi. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, bölgeye ruhsat verilirken AK Parti’nin henüz kurulmadığını hatırlattı. Turan’ın paylaşımları şöyle: “Bugün şehrimize Kaz Dağları hassasiyeti için geldiğini iddia eden misafirlerimizin hiç birinin aklına, ‘2 yıldır ağaç kesilirken eylem yapmadık da kesim bittikten sonra eylem yapıyoruz, bugün eylem yapmanın ağaçlara faydası yok. Peki kime faydası var?’ diye sormak gelmedi mi!? Maden sahası Kaz Dağları’nda değil, 40 km uzaklıktaki Kirazlı Balaban Tepesi’nde. İlk ruhsat 12 Mart 2001 tarihli (AK Parti daha kurulmamış bile). ÇED Raporuna aykırı bir adıma asla izin verilemez. Çevre hepimize emanet” dedi.
CHP’li belediye neden izin verdi?
Turan, şöyle devam etti: “Kesilen ağaç sayısı asla 195 bin değil, 13 bin. Şimdiden 2 farklı noktada 14 bin yeni fidan dikildi. Konunun Atikhisar Barajı (şehir suyu) ile yakından uzaktan ilgisi yok. Alakası varsa eylemlere öncülük yapan CHP’li Mrk. Bld’si neden itfaiye ruhsatı başta kendi yetkisindeki her konuda olumlu rapor/izin verdi. Hem maden çıksın hem eylem yapalım nasıl bir mantık. Bugün Çanakkale’mizde çoğu CHP üyesi işadamlarımızca 8 bölgede maden arama, 11 farklı bölgede kömür, 40’ın üzerinde ise mermer ocağı çalıştırılmakta. Yol, baraj, gölet, elektrik hattı gibi hemen hepsinde de benzer ağaç kesimi olmasına rağmen neden bir tepki gösterilmedi. Sahip olduğumuz yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi milletimizin hizmetine sunmayacaksak kimin için saklayacağız?”